8 Haziran 2011

Küçüğüm

Küçüğüm daha çok küçüğüm... Diyor ya Sezen şarkısında bende sizlere küçüklüğümden bahsedeceğim. Yaptıklarımdan, bana yapılanlardan ve de yapamadıklarımdan...


Doğum gününden başlıyım. O gün kimse göbeğimi kesmemiş. Öylece göbek bağımla kalmışım.

Yattığımız odada yatak cam kenarındaydı. Ben her yattığımda camda gölgeden bir süret görürdüm. Korktuğumu sanmayın. Bakarak uyurdum o sürete.

Bahçemizde kavun, karpuz yeşerirdi. Daha minnacıcıkken koparırdık onları. Hiç büyüdüklerini hatırlamam.

Birgün elimi kestim. Nasıl kestiğim hakkında bir bilgi yok zihnimde. Annem yok evde. Pamuk bulmuşum ablamla iple bağlamışım parmağıma. Annemi arıyoruz. Şimdi o parmağımda derin bir iz var. Tırnağım bir değişik. İze bakarsam parmağımın kopmamış olması mucize gibi.

Yaralandığım başka birgün ise yalnız değilim. Yatağımız cam kenarı demiştim ya. Camın kenarına yastıklar dizili olurdu. Ablamla oturmuşuz. Kendimi arkaya doğru yastıklara bırakıyorum. Ablam şaka olsun diye yastığı çekiyor. Bende o sırada en hızlı inişimi yapıyorum ve küt diye kafam duvara. Hemde köşesine. bayılma falan yok ama kanama oldu. Fena bir vuruştu.

Gittiğimiz ilk ve tek denizli tatil. Yürüyorum kenarda. Ayağıma denizin suları çarpıyor ve küt diye yerde. Nedenini hala anlamış değilim.

Küçük bir örme kutunun içine yumurtayı koydum ve civciv çıkacak diye bekliyorum. Hatta sıcak olması gerek diye cam kenarına koyuyorum. Uzun bir zaman bekliyorum. Çıkmıyor. Sonra atmaya karar veriyorum. Atıp kırıldığında çok pis bir koku yayılmıştı. Ziyan ettim yumurtayı.

Evimizin az ilerisi bayırdı. Tekerlekli kaykayla o bayırdan aşağı inerdik. Birgün indikten sonra farkettim ki eteğim yandan dikişlerinden ayrılmış. Şimdi düşünüyorum da nasıl cesaret ediyormuşum bilmem. Bugün olsa asla yapamam.

Okulda ilk dedikodumu yaptım ve hemen peşine yüzüme vuruldu. İsimlerini söylemiyim iki arkadaş için birbirlerini seviyorlar demiştim. O dediğim kişide bunlara yetiştiriyor. Onlarda gelip bana öyle birşey olmadığını, niye öyle şeyler söylediğimi sordular. Tam olarak aklımda değilse de o anki utanmamı hiç unutmadım.

Arkadaşımla bir toprak yığınınız üstündeyiz. Sonra arkadaşa hadi inek diyorum inelim manasında. O da inek geliyor anlamış. Hani nerde inek diye bir korktu bir telaşlandı. Ben ne olduğunu anlamaya çalışıyorum o korkarken.

Şimdilik aklıma gelenler bu kadar. Bunlar daha ilkokul 2 ve öncesine ait hikayeler.
Yine görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder