1 Kasım 2011

Çocuk ve Evlilik

Doğu ile Batının bir önemi yok. İnsan heryerde insan. Çocuk heryerde çocuk.
Çocuk kime denir ki diye sorsak? Çocuk kelimesi, gerekli olgunluğa ulaşmamış, saf kabul edilen, yaptıkları doğal karşılanan kimse olarak tanımlanıyor. Kanun ve mahkemelerde ise çocuk yaşına göre tanımlanıyor. Buna göre 18 yaşına girmemiş kişi, çocuk sayılmakta. Bunun yanı sıra kişi 15 yaşından küçükse ve suç işlemiş ise Çocuk Mahkemesine çıkarılıyor. Cezai ehliyet yaşı ise 12 kabul ediliyor. Evlenme yaşı ülkemizde 17. Ama bu yaş ailenin izniyle aşağı inebiliyor.
Bütün bunlar kağıtlarda yazan kanun ya da yasalar. Bunları bilmek insanı kültürlü yapar değil mi?
Peki biz kanun ve yasalara uyan, iyi vatandaşlarız değil mi? Evlenme yaşı 17 iken, anne-babaya çocuğunu daha küçük yaşta evlendirebilme hakkı verilmiş. Bu hakkı da bazı kesim anne-babalar kullanmaktan çekinmiyor. Hatta bu durumu abartıyorlar. Çocuk anne – babalar çoğalıyor. Evlilik kurumu tanımından çıkıyor. Anlamını yitiriyor. Ama asıl çocuk, çocukluğunu kaybediyor. Anlamı hiçe sayılıyor. Yok oluyor çocukluk.
18 yaş altı çocuksa, bir çocuğun neden, bir ülkenin temel taşı olan aileyi kurmanın temeli olan evlilik işlemine izin veriliyor. Ülkenin temel taşı temelinden sarsılıyor. Hemde göz göre göre. Sırf anne-babaları izin verdi diye. Bir çocuk saftır, yaptıkları hoş ve doğal karşılanır diyor tanımda. Gerekli olgunluğa ulaşmamış deniyor da, ama evlendirilerek aile kurumunu kurmasına hangi akla hizmetle izin veriliyor anlamıyorum.
İşimize geldiğinde çocuk çocuktur. Ama işimize gelmeyen bir durumda neresi çocuk, kocaman insan deriz. Hep keyfi davranıyoruz. Yasalar, kanunlar 18 yaşına varmamış kişi çocuk diyormuş.
Pehh... Kim takar. Herkes bakar işine, işine geldiği gibi.

Bu zihniyetle çocuklar, aile kurumunu kurar. Devlet de ülkem neden geriliyor, gelişemiyorum diye düşünür. Nedenini hiç anlamaz. Anladığı vakit bu evliliklere izin vermez, fırsat da vermez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder