18 Ocak 2012

Mutluyum, Huzurluyum, Uzunum

Boy kompleksi olanlar vardır. Boyu kısadır, yanında kendinden uzun birini görmek istemez. Yahut uzundur, kısasını görmek istemez, yakıştıramaz.

Boy uzaması çocuklukta olan bir durum. Büyüme hormonu o yaşlarda çalışıyor. O yaşlarda çalıştı çalıştı, yoksa kaybettik. Kaldık cüce.

İşte en kötü tabiri ile cüce kalmamak, çocuğumuzu cüce görmemek için anne babaya yine görev düşüyor.

Tabi bu görev için en başta ailenin kendisine bakması lazım. Yani anne-baba kısa ise, ailenin soyunda bir kısalık varsa, fazla umutlanmamak lazım. Zira boy uzamasının yüzde 80'i ailesel faktöre bağlı.

Bunun haricinde, çocuğun beslenmesi önemli yer alıyor. Sütü, yumurtayı eksik etmemek gerek. Spora alıştırmalı mesela. Egzersiz deniyor yani çocuğu oyundan mahrum etmeyeceğiz. Onların en iyi egzersizi oyun çünkü.

Tüm bunlar tamam ama uzama yok. Bu durumda herhangi bir sorun olup olmadığına bakılmalı. Büyüme hormonunun salgılanmasını engelleyen bir sorun olan, kronik böbrek, tiroit hormon eksikliği ya da kansızlık var mı diye baktırmak gerek.

Eee... Tüm bunlarda sorun yok. Ama gel gör ki çocuğun boyu normalin altında ve uzamıyor. Bunun nedeni sensin annesi babası. Sizin kavgalarınız, aile içi huzursuzluğunuz. Hoş bu huzursuzluk içinde çocuğun boyu kısa mı kalmış uzamış mı derdinde bile olmaz anası babası ya neyse.

Çocuğun daha huzurlu, uygun aile ortamında daha hızlı büyüdüğü görülmüş. Özellikle yurtta yaşayan çocukların aile ortamına kavuşmasından sonraki boy farkı bunu doğrular nitelikteymiş.

Her şeyin başı sağlık.
Ama en başta huzur. Huzurlu bir aile. Sağlıklısın, ama huzurun yok.
O huzurun eksikliği seni boyundan bile mahrum ediyor.
Sen nelere kadirsin ey huzur...

2 yorum: